Kaybedenler Kulübü Yolda


"Çünkü ancak en masum olduğu anda vurabilirsiniz bir erkeği"

diyerek başlamalıyım yazıya çünkü filmi izlediğinizde bu kalbinize en dokunan cümlelerden biri olacak emin olun. Kaan ve Mete; onlarca kadının peşlerinden koştuğu ve çevreleri, kullanıp attıkları kadınlarla dolu olan iki karakter. Onlara aşık olmayacak, gönlünü kaptırmayacak kadın sayısı az hatta belki bir kerecik bile olsa onlarla beraber olmaya çalışacak olanlar çok fazla ama ikisinin umurlarında bile değil. Önlerine bakıyor ve ilerliyorlar, yaşananlar çoğu zaman anlamsız.

Özgür, biraz pasaklı, kimseye minneti olmayan, entellektüel, aşkı dibine kadar yaşayabileceğin ama bağlılık arayamayacağın yani aslında hiç yaklaşılmaması gereken adamlar bunlar. Pek tabii bu adamları da dize getirecek, onları en masum anlarında vuracak kadınlar da var. 


Hikaye Olympos'ta başlıyor, ülkemizin hayran olunası noktalarından birinde ve oradan kıyı şeridi boyunca İstanbul'a dek sürüyor. Harika duraklar ve harika kişilik çözümlemeleri görüyoruz. Her cümlede, her kelimede belki de her bakışta bir anlam barındıran Kaybedenler Kulübü Yolda evet, bir çoğunuza sıkıcı gelecek. 


Filmi beğenerek çıkanların ise kaybedenlerle ufak tefek benzerlikleri olduğunu, kimi zaman onlar gibi hissettiklerini, içlerinde onlardan bir parça olduğunu, o bakışların onlar için farklı anlamlar ifade ettiğini düşünüyorum.
Yolda olmanın keyfini sonuna dek hissettirirlerken karakterlerin de kendi içlerinde bir irdelemeye, bir ilerlemeye giriştikleri bir film Kaybedenler Kulübü Yolda.
Biri alkol sorunu üzerine düşünmeye başlarken diğeri artık kök salmaya hazır iki adam. Biri sorunu kabul ettiği anda vazgeçebilecek durumda diğeri bağlanmaya hazır olduğu kadından aldığı cevapla darma duman.


Kaybedenler Kulübü Yolda ile bir yola çıkacaksınız. Bu yol kendi içinizde olacak. Ben kimim? Ne yapmak istiyorum? Ne yapıyorum? Yaşadığım hayat hayalini kurduğum hayat mı? Ne kadar eğitsem de kendimi içimde hep hayvansı bir yan kalacak mı? ...
Sorular sorular sorular...


Sizce 
"Yaşlı bir kızılderili en fazla ne kadar yanılabilir?"
Bence her zaman yanılma payımız hatta hakkımız var. 
Hayat yanılgılarıyla da güzel sayın okuyucu.
Sakın kendinize çok yüklenmeyin.


8 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.