Cennette Uzun Bir Kış - Barış Tuna

Belli yazarlarımız dışında medyada adını kolayca duyamadığımız yazarlarımızdan biri olan Barış Tuna ile Blog Sözlük sayesinde tanıştım. Neymiş ki bu Blog Sözlük diyenler için kitabı anlatmaya başlamadan evvel hemen bir tık tık diyelim ;) Blog Sözlük tarafından gönderilen Barış Tuna'nın Yazdığı Cennette Uzun Bir Kış baştan söylemeliyim okunması kolay bir kitap değil. Hikayesi sert, cümleler uzun ama anlattıkları çok gerçek.

Okuma sıram oldukça uzun olduğundan bu yazıyı yazmam oldukça gecikse de bu upuzun kitabın kendisini hızlıca okuttuğunu söylemeliyim. 520 sayfa boyunca hep sıkıntı, hep depresyon, hep umutsuzluk dolu hikayeler okuyacaklarınız ama her biri bir o kadar gerçek, bir o kadar hayatın içinden. Aslı, Meral ve Umut'un dillerinden, kendi hayat hikayelerini dinlerken sayfalar ilerledikçe her birinin bir kişiden, Serhat'tan bahsettiğini anlıyoruz. Meral, Umut ve Serhat aynı mahallede büyüyen çocuklarken Aslı onlardan çok farklı bir çevrede büyüyen ama onlar gibi kötü bir hikayesi olan bir kız. Her birinin hikayesinin temelinde aşk yatıyor olsa da daha küçük bir çocukken yaşamaya başladıkları, belki bir çoğumuzun hayal bile edemeyeceği, çirkin olaylar yüzünden hep mutsuz, hep umutsuzlar ve hayatlarından çoktan vazgeçmişler.

"Bir Ankara romanını Ankara'da yaşayan birinin sevmesi dileğiyle." diyerek Barış Bey tarafından imzalanan kitabımı elime alıp okumaya başladığım ilk dakikalardan sonra bir an bırakıp, "Aman Allahım! Ben nasıl bir kitap okuyacağım böyle." dedim kendi kendime. Çünkü dediğim gibi hikayeler sert ve dan dan vuruluyor sözcükler kafanıza. Elbette bir Ankaralı olarak bildik sokaklar, bildik mekanlarla karşılaşmak ruhumu okşadı. Son zamanlarda çoğu Ankara'da geçen kitaplar okumam keyfime keyif katıyor eklemeden geçemeyeceğim ve tüm yazarlara artık başkente yüzlerini dönmeleri için bir çağrıda bulunmadan edemeyeceğim.

Peki ben Cennette Uzun Bir Kış'ı sevdim mi? Uzun cümlelerine rağmen çok anlaşılır, bütün karakterleri depresif ve umutsuz olmasına rağmen ne olacağını merak ettiriyor ve kesinlikle derin şeyler söylüyor. Beğendim elbette. Sizler de alın, okuyun. İnanın adını duyamadığımız ama içlerinde kocaman bir cevher barındıran onlarca yazarımız var. Araştırın ve bulun onları.
Sevgilerimle :)

6 yorum:

  1. Ne güzel bir yorum olmuş.. Kitabı listeme ekledim.
    Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim beğenmenize. Ben teşekkür ederim :) Keyifle okuyun şimdiden.

      Sil
  2. Ben o kadar da depresif bulmadım romanı. Daha çok aşk acısının anlatıldığı bölümlerde geçmiş aşk acılarım geldi aklıma am abunun dışında eğlenceli bile buldum romanı. Tabi çok sert bölümler vardı ama romanın tamamını sert ve depresif olarak tarif etmek yanlış olur. Barış Tuna çok güçlü bir kalem, berbat kitapların arasından sıyrılamamış olması da bizim ayıbımızdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle çok güçlü bir kalem ve kitabını okuma fırsatı bulduğum için şanslı sayıyorum kendimi. Yalnız hikaye benim için tamamen depresifti. Böylesi acıların bir arada bulunduğu hayatlar benim için tam olarak bu duygu halini betimliyor.
      Maalesef son cümlenize de katılamıyorum bu ayıbın sahibi tamamen para peşinde koşan yayın evleridir. Biz okuyucular yazardan haberdar edilmezsek kitabını alıp okuyamayız.

      Sil
  3. Haklısınız, asıl sorumlu korkak yayın evleri. Kitap 2013'te tamamlanmış ama 2016'da yayımlandığına göre epey zaman almış yayınlanması. Bu kadar iyi bir yazarın adının hiç duyulmamış olması büyük bir kayıp. Roman kahramanlarını iliklerime kadar hissettim, son derece yüzeysel romanlar basılıyor son zamanlarda hem Türkiye'de hem dünyada. Bu kadar incelikli ve derinlikli bir kitaptan ise kimsenin haberi yok. Siz bu bakımdan çok önemli bir katkı yapıyorsunuz, tebrikler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Dediğiniz gibi birçok iyi yazarımız tanınamadan yitip gidiyor. Yine Barış Tuna gibi tanınmayan bir yazarımız Sezgin Kaymaz'ı da tavsiye ederim. Kendisinin de harika kitapları var.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.