Warcraft : İki Dünyanın İlk Karşılaşması

Warcraft dünyası oyunun tutkunları için eminim ki çok şey ifade ediyordur ancak benim için sadece bir isimden ibaretti. Yıllardır ismini ve oyunun tutkunları olduğunu duyardım ama hiç merak edip oynamamıştım. Filmini bekleyiş sürecim ise fragmanını ilk izlediğim günle başladı. Bir an önce vizyona girse de izlesem diye günleri saydım ve sonunda o gün geldi çattı.

Tamamen yabancı olduğum bu dünya beni hemen Orta Dünya'ya götürdü. Cüceleri görünce Gimli'yi Orkları görünce Hobbitlerin onlardan kaçışlarını anımsadım. Tam Sauron'la Gandalf'ın güç savaşına dalmak üzereyken Sinem buraya, şu ana dön dedim kendime. Kimi zaman Harry Potter filmlerine bile gidip geldiğimi söylemeliyim. Başka başka filmlere gidip geldiğimden midir bilmem ben Warcraft'ı pek sevemedim. 

Büyücülerin bir yerden bir yere gidişlerine bayıldığımı söylemeliyim ama bundan başka bana Oooo dedirten hiçbir şey göremedim. Efektler ve orklar güzeldi ancak bu filmin en büyük eksiği duyguydu bence. Gerçekte hikaye nasıl ilerliyor bilemiyorum ancak burada kendini hissettiremeyen sahneler vardı bolca. Ne bir babanın oğlunu kaybettiğindeki acısını, ne bir insanla bir orkun aşkını ne de bir eşin kocasını kaybedişindeki hüznü görebildim. Savaş sahneleri bile barındırması gereken öfkeyi barındırmıyordu.

Büyük merakla gittiğim Warcraft : İki Dünyanın Karşılaşması benim için bir hayal kırıklığı oldu. Umarım oyunu çok sevenler aynı hayal kırıklığını yaşamıyorlardır. Belki de benim atladığım bir şeyler vardır.  Sevdiğim bir türü izlerken keyif alamamak çok acı olsa da herkesin bir filmde görecekleri bambaşka olduğundan kim bilir belki de siz seversiniz diyor ve keyifli seyirler diliyorum.