Kötü Kedi Şerafettin

Karikatürist Bülent Üstün'ün sihirli kaleminden çıkan Kötü Kedi Şerafettin öyle sevildi ki animasyon olarak karşımıza çıktı. Küfürbaz, dişi kedi düşkünü, çokça sinirli ve tasasız kedimiz Şerafettin bu filmde belki de hayatının karmasıyla karşılaşıp hiç ummadığı olaylar yaşayacak ve bakalım bu işten paçayı sıyırabilecek midir?

Mart ayı malum aydır kediler için ve sokak kedilerinden biri koşar gelir Şerafettin'e çünkü evlerden birinde çıtır mı çıtır, simsiyah bir siyam kedisi görmüştür ve tam da Şerafettin'in ağzına layıktır. Yola düşerler birlikte ve siyam kedisinin yaşadığı eve girerler. Eve girmeleriyle ortalığı birbirine vermeleri bir olur. Güzel mi güzel siyam kedisi maalesef ölür ve fakat onun sahibi ise ölene dek Şerafettin'in peşine düşer. Aaa ölene dek mi dedim? Burada bir hata olmalı :))

Siyam kedisini kaybeden Şerafettin büyük bir şans eseri Misket'le tanışır ama onun da kalbini kazanması hiç de kolay olmayacaktır. Diğer yandan ise piyangodan çıkar gibi Tacettin çıkagelir "Acaba size baba diyebilir miyim?" sorusuyla. Tonguç da kirayı ödeyemediği için evden atılınca kabak gibi ortada kalıverir Şerafettin.

Mangalda balık yanında rakı hayalleriyle başlayan günü akıl almaz olaylar serisiyle devam eder ve sonunda arkadaşlarıyla birlikte fakir edebiyatına bağlayıp banka soymaya karar verirler. İki kedi, bir fare, bir de martı bir bankayı soymaya kalkarsa, ... diye başlayan fıkralar gibi devam eder hikaye ve saatler gece yarısını gösterirken zavallı siyam kedisinin sahibi hala Şerafettin'in peşindedir.

Demem o ki; aksiyonun hiç ama hiç bitmediği bir animasyon bekliyor sizleri. Silahlı çatışma mı istersiniz, hırsızlık mı? Aşk sahneleri mi istersiniz, baba oğul kavgası mı? Yok yok Kötü Kedi Şerafetttin'de. Siz siz olun bu filmi bir an önce izleyin. Keyifli seyirler :)