Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım

Haldun Taner'in 1964 yılında yazdığı, Ali Düşenkalkar'ın yönettiği iki perdelik Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım isimli tiyatro oyunu Vicdani ve Efruz isimli iki karakter üzerinden bize bizi anlatıyor. Hem de öyle güzel anlatıyor ki 2. Meşrutiyet'ten başlayıp 1960'lara uzanan bu oyunu izlerken gülüyorsunuz, hüzünleniyorsunuz, tüyleriniz diken diken oluyor ve içiniz acıyor.

Türkiye Cumhuriyeti yakın tarihine öyle güzel bir bakış atıyorsunuz ki içinizde bir şeyler kıpırdanıyor. Ülkem hala değişmemiş deyiveriyorsunuz. Gelişen olaylara gören değişen sokak adları olan, parası olanın borusunu öttürdüğü, doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu canım ülkem bir nebze değişmemiş.

Taa küçüklükten arkadaş olan Efruz ile Vicdani bir ömrü çeşitli tesadüfler sonucu birlikte geçiriveriyorlar. Efruz, zengin ve güçlü bir ailenin oğlu, aklı her türlü dalavereye çalışan, yaramaz ama zeki biriyken Vicdani fakir ama çalışkan, söz dinleyen, doğrucu davutlardan. Hal böyle olunca Vicdani hep ezilen, itilen ve hor görülen taraf olurken, Efruz yaptığı onca dalavereye rağmen hep göklere çıkartılır. Ülkenin de durumu malum, bu iş en çok Efruz'un hayrına olur.

Oldukça kalabalık bir grup olarak izlemeye gittiğimiz Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Ankara Devlet Tiyatrosu bünyesinde oynanan ve kesinlikle görmenizi tavsiye edeceğim bir oyun. Oyunculuklara ayrı ayrı hayran kalacağınız oyunda kostümler, dekor ve makyaj da çok ama çok hoşuma gitti. Başrollerde oynayan Emre Ercil ve İrfan Kılınç'ın sahneledikleri performansa hayran olmamak elde değil. Şirin Giobbi'nin oyunculuğundan da bahsetmeden geçmek büyük eksiklik olur diyerek eklemek isterim.

Sanatın en güzel kollarından biri olan tiyatro, usta kalem Haldun Taner'in cümleleriyle devleşmiş ve Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncuları da bize unutulmaz bir 150 dakika geçirttiler. Dilerim her biriniz bu oyunu izleme şansına erişebilirsiniz. Keyifli seyirler...

Not: Fotoğraflar Devlet Tiyatroları internet sitesinden alınmıştır.