Bugünkü yazıda resim yok maalesef ama güzel bir hikaye var ve size düşen de bu hikayenin hangi coğrafi bölgemizde geçtiğini bulmak. Bakalım bulabilecek misiniz?
Düşünün ki bir iş yeriniz var ve iş yerinize ait tabela çıkan fırtına dolayısıyla düşüp birilerini yaralama riski taşıyor. Bu durumda ne yaparsınız? Tabii ki bir tabelacı çağırıp riski ortadan kaldırırsınız. Haydi o halde çağırın o tabelacıyı ve hikaye başlasın :)
Tabelacı bir bacağını camdan dışarı atmak suretiyle işini yapmaya başlar. Çalışanlarınızdan birini de aşağıya gönderirsiniz ki iş esnasında aşağıdan biri geçmesin, bir kaza olmasın. Siz de bir yandan işinizle ilgilenmeye başlarsınız. Derken,
-Abi! Aman diyim atlama! Hayat her şeye rağmen güzel. Neyse sorun çözeriz. diye bağırışlar duyup pencereye çıkarsınız. Siz pencereye çıktığınız esnada yakından bir ses;
-Hayır! Bıktım bu hayattan atlamak istiyorum. Kimse beni vazgeçirmeye çalışmasın. diye karşılık verir.
Siz bir aşağıya bir de yakındaki sese bakar ve şok olup kalırsınız. Çünkü aşağıdan bağıran insanları uyarsın diye gönderdiğiniz çalışanınız ve diğer esnafken yukarıdaki ses ise tabelacının ta kendisidir.
Aşağıdaki kalabalık artarken, "Atlamaaa!", "Atlicaaaam!" bağırışmaları da sürmektedir.
Bir tabelayı sağlamlaştırma işini sizce kimler bu kadar absürt bir olay haline getirebilir? İşin sonunda iyi ki biri polise itfaiyeye haber vermedi diye şükrettiğinizi de unutmayın lütfen ;)
Düşünün ki bir iş yeriniz var ve iş yerinize ait tabela çıkan fırtına dolayısıyla düşüp birilerini yaralama riski taşıyor. Bu durumda ne yaparsınız? Tabii ki bir tabelacı çağırıp riski ortadan kaldırırsınız. Haydi o halde çağırın o tabelacıyı ve hikaye başlasın :)
Tabelacı bir bacağını camdan dışarı atmak suretiyle işini yapmaya başlar. Çalışanlarınızdan birini de aşağıya gönderirsiniz ki iş esnasında aşağıdan biri geçmesin, bir kaza olmasın. Siz de bir yandan işinizle ilgilenmeye başlarsınız. Derken,
-Abi! Aman diyim atlama! Hayat her şeye rağmen güzel. Neyse sorun çözeriz. diye bağırışlar duyup pencereye çıkarsınız. Siz pencereye çıktığınız esnada yakından bir ses;
-Hayır! Bıktım bu hayattan atlamak istiyorum. Kimse beni vazgeçirmeye çalışmasın. diye karşılık verir.
Siz bir aşağıya bir de yakındaki sese bakar ve şok olup kalırsınız. Çünkü aşağıdan bağıran insanları uyarsın diye gönderdiğiniz çalışanınız ve diğer esnafken yukarıdaki ses ise tabelacının ta kendisidir.
Aşağıdaki kalabalık artarken, "Atlamaaa!", "Atlicaaaam!" bağırışmaları da sürmektedir.
Bir tabelayı sağlamlaştırma işini sizce kimler bu kadar absürt bir olay haline getirebilir? İşin sonunda iyi ki biri polise itfaiyeye haber vermedi diye şükrettiğinizi de unutmayın lütfen ;)
Guzel hikaye ...
YanıtlaSil