Kadın Kokusu - Scent of a Woman

Bu film izlenirken de ağlanır mıymış? Bilmem ama ben ağladım. Ne zamandır filmlerde ağlamamıştım yahu adımın hakkını vermem lazım ;) Tango sahnesini yüzlerce defa izlediğim bu filmin kendisini ancak izlediğimi söylemek utanç verici olsa da, geç olsun da güç olmasın diyelim ve geçelim bu muhteşem filmin konusuna.

Charlie, bir kolejde son sınıf öğrencisidir ve tüm eğitim masrafları burslarla karşılanmaktadır. Noel'de ailesinin yanına gidebilmek için bir hafta sonu işi bulur. Bu iş sayesinde Frank'le tanışacak, onunla New York'a gidecek, lüks restoranlarda yemekler yiyecek, muhteşem bir tango gösterisi seyredecek ve Frank'e bir konuda yardımcı olmaya çalışacaktır.

Hayatının hiçbir anında yaşayamayacağı ve onun için hiç unutamayacağı bir deneyim olan bu hafta sonu, onu belki de gerçek bir erkek yapacak ve hayatın gerçekleriyle yüzleşmesini sağlayacaktır.

Bu unutulmaz hafta sonunun diğer karakteri Frank ise emekli bir albaydır. Gözleri yavaş yavaş görme yeteneğini yitirmiş ve kör olmuştur. Günün neredeyse her anı içki içmektedir ve hiç unutmamak gerekir ki tam bir "baş belası"dır. Her şeyden habersiz toy bir çocukla, geçinilmesi neredeyse imkansız emekli albay Frank'in nasıl bir hafta sonu geçirebileceğini varın siz hayal edin.

Hayat kimseye iyi davranmadığı gibi bu iki karaktere de iyi davranmıyor tabii ki. Yaşananlar yüzünden duyulan nefret, artık hayattan hiçbir beklentinin kalmaması gibi nedenlerle bazı insanlar tahammülsüz, sinir küpü ve tam da patlamaya hazır bomba haline gelebiliyorlar. Frank'in şansı ise Charlie ile karşılaşması, o hafta sonunda ona Charlie'nin eşlik etmesi oluyor.

Charlie'nin şansı ise tabii ki Frank. Şahit olduğu bir olay yüzünden neredeyse okuldan atılacak olan Charlie'yi Daha 3 gün öncesinde hiç tanımadığı bir adam, Frank kurtarıyor. Al Pacino'nun her filmde olduğu gibi burada da muhteşem bir oyun sergilediği Scent of a Woman, insanları gerçekten anlamak için biraz çaba harcamamız gerektiğini, aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatıyor. Zenginlerin hiçbir zaman kaybetmeyeceğini, fakirlerin ise başarılı bile olsalar hep ezileceğini gösteriyor. Taa ki dişli biri onu koruyana, gerçekleri yüksek sesle anlatana kadar.

Patlamaya hazır bomba gibi dolaşan insanların aslında ne kadar da duygu dolu, sevgiye, ilgiye aç olabileceğini, bir kadına hiç unutamayacağı anlar yaşatabileceğini, kısacası belki de etrafımızdaki en mükemmel insan olabileceğini anlatıyor.
Sinem'in de çenesi çok beğendiği filmlerde işte böyle düşüyor. Şimdi sizleri o muhteşem tango sahnesiyle baş başa bırakıyor, filmi de bir an önce izlemenizi tavsiye ediyorum. Keyifli seyirler :)