film
film tavsiyesi
film yorumu
kış uykusu
movie
nuri bilge ceylan
sinema
Kış Uykusu - Winter Sleep
Ne zamandır izlicem izlicem dediğim Nuri Bilge Ceylan filmlerinden ilk film Kış Uykusu'na kısmetmiş. Bunu tetikleyen, itiraf ediyorum, tabii ki Cannes'da aldığımız ödül oldu. Ödül aldık mı milletçe kabulleniriz biliyorsunuz. Ben de benimmiş gibi benimsedim ödülü ve koştum sinemaya. Çevrem tarafından, daha önce Nuri Bilge Ceylan filmi izlememiş biri olarak, çokça korkutulmuş olsam da sonuç söyledikleri gibi olmadı. Filmi sevdim, hatta çok sevdim.
Uzun zamandır, Ankara Film Festivali'nde izlediğim Tracks - Çöldeki İzler hariç, böyle anlamlı, güzel bir film izlememiştim.
Aydın ( Haluk Bilginer ), emekli bir tiyatrocudur. Emekli olduktan sonra babasından kalan butik otelin başına geçer ve Kapadokya'ya yerleşir. Buraya yerleştikten sonra adeta bir kış uykusuna yatmış gibi bir psikolojiye girer. Butik otelin kendisine özel ayırdığı odasında geçirdiği günlerini kimi zaman yerel bir gazeteye yazdığı köşe yazılarıyla kimi zaman da bölgede tanıştığı bir arkadaşıyla sohbet ederek geçirir. Tüm bu zaman boyunca beraberinde, kendisinden yaşça oldukça küçük karısı Nihal ( Melisa Sözen ) ve kocasından boşandıktan sonra yanlarına taşınan kız kardeşi Necla ( Demet Akbağ ) vardır. Sıkışıp kaldığı bu kapalı düzen içinde hep bir tiyatro tarihi kitabı yazmak isteyen Aydın bunu bile yapamamıştır.
Uzun zamandır, Ankara Film Festivali'nde izlediğim Tracks - Çöldeki İzler hariç, böyle anlamlı, güzel bir film izlememiştim.
Aydın ( Haluk Bilginer ), emekli bir tiyatrocudur. Emekli olduktan sonra babasından kalan butik otelin başına geçer ve Kapadokya'ya yerleşir. Buraya yerleştikten sonra adeta bir kış uykusuna yatmış gibi bir psikolojiye girer. Butik otelin kendisine özel ayırdığı odasında geçirdiği günlerini kimi zaman yerel bir gazeteye yazdığı köşe yazılarıyla kimi zaman da bölgede tanıştığı bir arkadaşıyla sohbet ederek geçirir. Tüm bu zaman boyunca beraberinde, kendisinden yaşça oldukça küçük karısı Nihal ( Melisa Sözen ) ve kocasından boşandıktan sonra yanlarına taşınan kız kardeşi Necla ( Demet Akbağ ) vardır. Sıkışıp kaldığı bu kapalı düzen içinde hep bir tiyatro tarihi kitabı yazmak isteyen Aydın bunu bile yapamamıştır.
Bu küçücük taşrada kış da bastırınca artık Aydın iyice dayanamaz duruma gelir ve içinde bir kaçıp gitme isteği uyanır. Kardeşiyle ve karısıyla yaşadığı tartışmalar da onu dayanamaz duruma getirir ve bir gün bavullarını toplayıp gider.
Filmi çok detaylı anlatmayı hiç ama hiç istemiyorum çünkü dandik filmlere gösterilen ilginin bu filme de gösterilmesini, insanların gidip bu filmi izlemesini istiyorum. Tabii ki hiçbir küfürlü Türk filmi gibi ilgi göremedi Kış Uykusu gişede fakat izleyenler için ayrı bir yerde olduğunu tahmin ediyorum. Lütfen sizler de böyle başarılı, izlerken beyninizi çalıştırmanızı sağlayan filmlere biraz fırsat verin. Belki ilkinde, ikincisinde sıkılırsınız ama sonunda eminim sizi çeken bir şey bulacaksınız.
Nejat İşler'i koymadan olmaz ;) Hepinize iyi seyirleeerrr :)
Uzak'ı izlmiştim yıllar önce. Çok etkilendiğimi kabul etmeliyim ama benim ruhuma iyi gelmiyor bu filmler. Muhtemelen sana da aynı şekilde hissettirebilir :)
YanıtlaSilZaten hayatın depresif olan o ucuna o kadar meyilliyken her şeyi bu kadar gerçekçi görmek, en küçük sahneyi bile içinde dakikalarca yaşamak yoğun bir duygu olarak alındığında birkaç kutu hapla hayatı sonlandırma isteği yaratabilir gibi geliyor bana. Ama ben de bu filmi izleyeceğim.
Sevgiler...
İzle mutlaka. Söylediğin kadar derin olmasa da evet uzunca süre içimden gitmeyen bir sıkıntı yarattığı doğrudur ;) Hayatın gerçekleri ya da acılarıyla diyeyim bu kadar net karşı karşı kalmak her filmde rastlanılan bir şey değil sonuçta.
Sil