Canım Aliye, Ruhum Filiz ; Sabahattin Ali'nin nişanlılık dönemlerinde eşine yazmaya başlamış olduğu mektupları içeriyor. Sonraları mektuplara kızına olan hasreti de ekleniyor. Hayat şartları, savunduğu kendine ait doğruları nedeniyle ailesinden oldukça uzun zaman ayrı kalan Sabahattin Ali'nin mektupları bana "gerçek aşk" ın ne demek olduğunu gösterdi.
Sevdiğin insana hasret kalmak nasıl bir acı, merak yaratıyor mektuplardan hissettim. Kilometrelerce uzaktan sevdiğinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çırpınmak nedir gördüm. Günümüzde söylenen "Gözden ırak, gönülden ırak." sözünün saçma sapanlığına bir kere daha emin oldum.
Bu güzelim kitabı, kitap ağacı arkadaşlarımla kitap fidanı yaparak okuduk ve fidanımız öylesine genişledi ki neredeyse ağaç oldu diyebilirim. Her birimiz beğendiğimiz yerleri paylaştık instagramda ve paylaştıkça Aliye ile Sabahattin'in aşklarına daha da hayran olduk.
Herkes günümüzde böyle erkeklerin kalmadığında hem fikir olsa da belki bir kıvılcım olur diye onlara okutmaya karar verdi. Yıllar öncesinin aşk ve hasret dolu mektupları bugün bir erkeğe ilham olur kim bilir :)
Her birinize sizi böyle sevecek bir eş diliyorum bayanlar :) Okuyalım ve tabii ki okutalım...
Konuyla İlgili Düşüncenizi Yorum Bölümünde Paylaşabilirsiniz