Amasra'nın her şeyi güzel kardeşim! İnsanlarının güzelliğinden bahsettik, doğa güzelliklerini kesin duymuşsunuzdur. Bir de ben anlatayım da iyice pekiştirelim :)
Direkli Kaya; Amasra'nın küçük liman tarafında bulunuyor. Denize girmek için çokça tercih edildiğini söylemeliyim fakat Direkli Kaya'ya giden merdivenlerin başında "buradan denize girmek tehlikeli ve yasaktır" ibareli bir tabela gördüğümü de belirtmeden geçemeyeceğim.
Prenses Amastris'in denize girmek için bu mevkiyi seçmesi de bunda büyük bir etken olabilir tabii. Bilmeyenler için söyleyelim Amasra adını Prenses Amastris'ten almış. İranlı Prenses M.Ö. 3.yy'da burayı görür görmez çok beğenmiş ve burada yaşamaya karar vermiş. Söylenenlere göre de Direkli Kaya'da sık sık denize girerek güzelliğine güzellik katmış ;)
Tavşan Adası; Amasra'nın birçok yerinden rahatlıkla görebiliyorsunuz. Üzerine çıkılması yasakmış. Çıktığımız tekne turu vasıtasıyla daha yakından görme fırsatımız oldu. Maalesef yaşadığı söylenen tavşanları biz göremedik ama belki siz görürsünüz gittiğinizde. Bu ada üzerinde Cenevizlilerden kalma tarihi kalıntıları görebilirsiniz.
Kuş Kayası Yol Anıtı; bu yolun hemen kenarındaki, kayalara oyulmuş anıtı görebilmek için neler çektik bir bilseniz. Amasra'nın muhteşem dar yolları ve tıkanan trafik neredeyse bizi geri döndürecekti. Aslında dönebilsek dönecektik ama dönecek yerimiz de yoktu. Pes ettik, bekledik. Eski Bartın Yolu'ndan gidebileceğiniz bu anıt M.S 41-54 tarihleri arasında, Romalılar tarafından, bölgenin, 'karayolu dinlenme yeri' olduğunu belirtmek için inşa edilmiş. Düşünün artık dinlenme yeri olduğunu belirtmek için koca kayayı oymuşlar! Burada toga giyimli bir insan figürü ve sağındaki sütunun üzerinde bir kartal motifi bulunuyor. (Her tarihi eserimizde olduğu gibi bunlarda da maalesef kafalar yok!) Kartal, Roma askerinin sınırsız gücünü temsilen oyulmuş. 2 tane de kitabesi bulunan anıtın Anadolu'da başka bir benzeri de bulunmuyormuş.
Kemere Köprüsü; yarımadayı ana karaya bağlayan köprü minicik ve çok tatlı bir köprü. Restorasyon çalışmaları nedeniyle biz oradayken manzara seyretmek pek kolay olmadı ancak köprü üzerinden izlenilesi manzaralar mevcut.
Köprünün her iki tarafında yukarıda gördüğünüz şekilde geçitlerden geçiyorsunuz. Her yer tarih :)
Amasra'nın her köşesinde ayrı bir güzellik, ayrı bir manzara sizleri bekliyor. Şöyle bir soluklanayım dediğiniz her an etrafınıza dikkatle bakın, fotoğrafını çekeceğiniz bir şeye kesinlikle rastlıyorsunuz.
Şehir içerisinde, yürüyerek ulaşabileceğiniz güzel mi güzel plajlarıyla postumu bitirmek istiyorum. Çarşı içerisindeki otelimiz sayesinde 5 dk da plaja gidebilmek bizim için çok büyük bir lükstü. Biz büyük plajına gitmeyi tercih ettik. Her zaman mevcut mu bilmem ama deniz içerisinde çeşitli şişme oyuncaklar bulunuyordu. Havuz misali denize kayarak giren çok sayıda tatilci gördük. Bayram dolayısıyla çok kalabalık olduğundan şezlong kalmamıştı gittiğimizde. Bu yüzden sizin gözünüz açık olsun. Sabah uyanınca önce şezlonglarınızı alın, havlularınızı üzerine atın sonra kahvaltınızı yapın ;)
İyi tatiller...
Amasra'yla ilgili diğer yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz.
Konuyla İlgili Düşüncenizi Yorum Bölümünde Paylaşabilirsiniz