Hafta sonu kardeşim geldi, gezdik durduk. Hafta sonu yazı yazamayışım ondan. Tabii gezerken de blog için çalıştım :) Hiç boş boş gezer miyim? İzin gününüzde sabahtan gidip akşama kadar vakit geçirebileceğiniz bir yerden bahsediyorum bugün. Yeşil dersen yeşil var, mavi dersen mavi var, kuşlar, ördekler, bir sürü canlı da var. Daha ne olsun derken bir de güzel kahvaltı var kiii üfff.
Gölün arkasında yükselen çirkin apartmanlar Sibel Can'ın reklamlarına çıktığı siteler. Bütün güzel görüntüyü bozmuşlar. Hiç sevmedim. Göl etrafında birkaç tane cafe, restaurant var istediğinizi seçip oturabilirsiniz.
Kiminde salıncaklar var, kiminde başka şeyler. Ben indirim sitelerinden birinden kahvaltı satın almıştım ondan gideceğimiz yer belliydi.
İşte denize hasret olan ben ;) Ankara'daki bütün su birikintilerine koşuyorum.
Parkın ucunu bucağını görelim, izleyelim diye dürbün de koymuşlar. Sağdaki fenere de bayılıyorum. Parkın en güzel objesi bence.
Dediğim gibi çok çeşitli canlı var. Kahvaltınızı yaparken uzaklardan süzüle süzüle geliyorlar yanınıza. Onları besleyip beslememek size kalmış.
Taa uzaklarda görünen su bisikletleriyle siz de su üzerinde süzülebilirsiniz. Bir de dağ kızağı diye bir yer var. Ankara işi roller coaster herhalde diye düşündüm çünkü ona benzer raylar gördüm ufukta.
Bu da tıka basa bizi doyuran kahvaltı. Marina Cafe'de serpme kahvaltı yaptık. Semaver çay eşliğinde yaptığımız bu kahvaltı menemeninden, sigara böreğine, peynirlerinden, zeytinlerine teker teker hepsi çok lezzetliydi. Bir daha gidersem yine orayı seçerim diye düşünüyorum. Ayrıca belirtmek isterim ki semaverin demliği büyüktü. Bazı yerlerde semaverin tepesine oyuncak gibi bir demlik koyuyorlar kişi başı 2 bardak çay zor çıkıyor.
İzin gününüzde gününüzü hem dinlenerek, hem de açık havayı soluyarak geçirmek isterseniz tercih edebileceğiniz yerlerden biri Göksu Park.
Konuyla İlgili Düşüncenizi Yorum Bölümünde Paylaşabilirsiniz